DEPRESYON

Depresyonun kelime olarak anlamı çökkünlüktür. Ruhsal olarak bireyin çökkünlük yaşaması yani üzüntü, keder, mutsuzluk ,karamsarlık ,isteksizlik, durgunluk gibi belirtiler göstermesi anlamına gelir.  

Depresyonda en önde gelen belirtiler, üzüntü ve mutsuzluktur. İnsanın bedenini oluşturan organların hepsi nasıl gerekli ve bir işleve sahip ise  bizim ruhsal yapımızı oluşturan olumlu ve olumsuz bütün duygular da bir işleve sahiptir. Üzüntü normal gerekli ve çoğu zaman yaşama  uyum sağlamaya  yardımcı olan bir duygudur. Kader ve mutsuzluk bütün insanlarda zaman zaman ortaya çıkan  duygulardır ve her insanın bu duyguyu yaşaması gerekir çünkü bu duygular bizim ruhsal olarak nasıl hissettiğimizin de işaretidir. Üzüntü duymayan insan kayıpların farkına varmayan ya da zaten değer verdiği bir şeye sahip olmayan bir insandır.

Sevilen birinin ölümü, işini kaybetmesi veya bir ilişkinin sona ermesi, bir kişi için katlanılması zor deneyimlerdir. Bu tür durumlara tepki olarak üzüntü veya keder duygularının gelişmesi normaldir. Kayıp yaşayanlar genellikle kendilerini “depresif” olarak tanımlayabilirler.

Ancak üzgün olmak depresyona sahip olmakla aynı şey değildir:

Kederde, acı veren duygular dalgalar halinde gelir ve genellikle ölen kişinin olumlu anılarıyla karışır. Depresyonda, iki haftanın çoğunda duygudurum veya  ilgi (zevk) azalır.

Kederde, benlik saygısı genellikle korunur. Depresyonda değersizlik ve kendinden nefret etme duyguları yaygındır.

Kederde, ölen sevilen kişiye “katılmayı” düşünürken veya hayal kurarken ölüm düşünceleri ortaya çıkabilir. Depresyonda düşünceler, kişinin kendini değersiz hissetmesi veya yaşamayı hak etmemesi veya depresyonun acısıyla baş edememesi nedeniyle yaşamını sona erdirmeye odaklanır.

Depresyon, üzüntü duygusunun daha yoğunlaşmış bir biçimidir ve depresyondaki üzüntü ve mutsuzluk duyguları  çok daha yoğun  ve uzun sürelidir. Kişinin kendisinin kötü görmesini ve geleceğe ilişkin karamsarlığı da içerir. Diğer önemli belirtisi de, bireyin daha önceden hoşlandığı faaliyetlerden artık hoşlanmaması ve zevk alamaması aynı zamanda bunlara karşı ilgisinin kaybolmasıdır. Kişi yıkanma , giyinme gibi basit faaliyetleri bile  yürütmekte zorlanabilir.

Keder ve depresyon bir arada olabilir Bazı insanlar için sevilen birinin ölümü, işini kaybetmek veya fiziksel bir saldırının veya büyük bir felaketin kurbanı olmak depresyona yol açabilir. Keder ve depresyon birlikte ortaya çıktığında, keder daha şiddetlidir ve depresyonsuz kederden daha uzun sürer. 

Pişmanlık, suçluluk duyguları, kararsızlık, kendine güvende azalma, durgunluk, az konuşma az hareket etme , sinirlilik, huzursuzluk, kolay yorulma, ilgi  azalması, dikkati toplama güçlük, konsantre olamama, unutkanlık,  uyku bozukluğu, iştah değişikliği depresyonun ruhsal  belirtileridir.

Depresyonun fiziksel belirtilerinde ise; başağrıları, migren, cinsel işlev bozuklukları, kronik ağrı, sindirim problemleri, uyku bozuklukları yaygındır.

Depresyonun varlığından söz edebilmek için ruhsal belirtilerin günün hemen hemen  tamamına hakim olması ve en az 15 gündür devam etmesi yani bir süreklilik göstermesi gerekir.

Ev değiştirme, şehir değişikliği, iş kaybı, sevilen birinin kaybı, bir ilişkinin bitmesi, aile veya diğer insanlarla çatışma, işten memnuniyetsizlik ve bedensel rahatsızlıklar depresyonu tetikleyebilir .

Depresyon İle Baş Etme Yöntemleri

Depresyon duygusal bir rahatsızlık olmakla beraber, çevresel etkenler, yaşadığımız olaylar, düşüncelerimiz, kişilik yapımız, davranışlarımız ,biyolojik yapımız ile ilgilidir.

Depresyonda kişinin yaşamı ve davranışları değişir ve çoğu zaman depresyonun devam etmesinde ki sebep,  kişinin depresyondan önce yaptığı ve artık yapmadığı davranışlarından dolayı olabilir. Çevrenizde tanıdığınız ve depresyonda olmayan , kendini mutlu ve iyi hisseden birini düşünün. Bu kişinin yaşantısını ve kendi yaşantınızı bir dışarıdan gözlemleyin. Ne göreceksiniz ?  Muhtemelen , kişinin  yaşamında ki  çeşitli etkinlikler için istek duyduğunu ve  bu istek duyduğu şeyleri yaparken veya sonrasında bu etkinlikten  hoşlandığını ve bu etkinliklere devam ettiğini görürsünüz. Sizin yaşamınıza baktığımızda ise gördüğümüz şey,  bir şey yapmayı istemediğiniz için yapmadığınız, zorunlu olarak yaptığınız şeylerden  ise zevk almadığınızı ve giderek de az şey yapmayı seçtiğinizi görürüz. İşte buna mutsuzluk döngüsü diyelim. Çünkü insan denen varlık, hiçbir şey yapmadan kendi kendine mutluluk oluşturabilen bir canlı değildir. İnsan bir şeyler yaparak mutlu olur.

Depresyonda olan kişinin davranışları değiştiğinden dolayı, öncellikle davranışlarınızı değiştirerek kendinizi iyi hissetmeye başlayabilirsiniz, davranışlarınızı değiştirmek için etkinlik çizelgesi oluşturabilirsiniz. Davranışlarınız değiştikçe, olumsuz düşüncelerinizin de farkına varmaya başlayacaksınız ve bu olumsuz düşüncelere alternatif düşünceler oluşturmak için kendiniz ile diyalog kurabilir hatta bunu yazılı bir şekilde yapabilirsiniz.

Amerikalı Profesör David Burns tarafından yayınlan, ‘’İyi Hissetmek ‘’kitabını size davranış değiştirme ve olumsuz düşüncelerinize alternatif  oluşturmanız açısından yardımcı olacak rehber olarak kullanabilirsiniz.

Depresyonda olan bireylerin mutlaka bir uzman tarafından yardım alması gerekir ve en iyi tedavi yöntemi ‘’Bilişsel Davranışçı Terapi’’dir. Bilişsel-davranışçı terapi , zorluklarla yüzleşmeniz ve hedeflerinize ulaşmanıza yardımcı olmak için düşünce kalıplarınızı, bilinçli ve bilinçsiz inançlarınızı, tutumlarınızı ve nihayetinde davranışlarınızı değiştirmeyi amaçlar.

Yorum yap